بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَلَقَدْ نَادَىٰنَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ ٱلْمُجِيبُونَ ﴿٧٥

Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!

– Diyanet İşleri

وَنَجَّيْنَٰهُ وَأَهْلَهُۥ مِنَ ٱلْكَرْبِ ٱلْعَظِيمِ ﴿٧٦

Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

– Diyanet İşleri

وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُۥ هُمُ ٱلْبَاقِينَ ﴿٧٧

Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık.

– Diyanet İşleri

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِى ٱلْءَاخِرِينَ ﴿٧٨

Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.

– Diyanet İşleri

سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٍ فِى ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٧٩

Âlemler içinde Nûh’a selâm olsun!

– Diyanet İşleri

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ﴿٨٠

İşte biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ مِنْ عِبَادِنَا ٱلْمُؤْمِنِينَ ﴿٨١

Çünkü o, bizim mü’min kullarımızdandı.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ أَغْرَقْنَا ٱلْءَاخَرِينَ ﴿٨٢

Sonra biz, diğerlerini suda boğduk.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِۦ لَإِبْرَٰهِيمَ ﴿٨٣

Şüphesiz İbrahim de O’nun taraftarlarından idi.

– Diyanet İşleri

إِذْ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ ﴿٨٤

Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti.

– Diyanet İşleri

إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِۦ مَاذَا تَعْبُدُونَ ﴿٨٥

Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: “Siz neye tapıyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu